Sinemanın Sesi

SALT iş birliğiyle




Afiş Tasarımı: Erman Yılmaz
SALT Beyoğlu’nun Açık Sinema'sında 26 Nisan Uzun Perşembe'sinde başlayacak ve üst üste üç gece sürecek Sinemanın Sesi programında, 1920-1930 aralığından seçili üç sessiz film canlı müzik performansları eşliğinde gösterilecek.

Sinemanın ilk zamanlarında, sinema salonlarında izlenen sessiz filmlere eşlik eden bir ya da bir kaç müzisyen olurdu. Ses, daha ilk zamanlarında bile izleme deneyimini başkalaştıran ve biricik hale dönüştüren bir öğe olarak sinemanın bir parçasıydı.

Sinemanın Sesi adlı gösterim ve müzik programı vesilesiyle sinemanın sessiz döneminden çıkıp gelen üç değerli film, günümüzün genç müzisyenleri ile buluşuyor. Bu buluşma sayesinde geçmişin pelikül imajları, günümüzün çağdaş tınıları ile bir araya gelerek SALT Beyoğlu’nda o geceye özel ve tekrarlanmayacak bir deneyim ortaya çıkaracak.

Gösterimin küratörleri Burak Çevik, Arda Çiltepe ve Alper Yıldırım‘dır.     



Zemlya
Yön. Aleksandr Dovçenko
1930 / 76’

Ukraynalı yönetmen Aleksandr Dovçenko’nun “Ukrayna Üçlemesi”nin son halkası olan 1930 yapımı lirik filmi Zemlya, Ukrayna’nın bir köyündeki traktör satın almak için bir araya gelen bir grup çiftçi ile hali vakti yerinde olan toprak sahipleri arasındaki sancılı süreci anlatıyor. Dönemin toprak mülkiyetini kolektifleştirme politikalarını irdeleyen ve Sovyet sinemasının diğer büyük figürü Sergei Eisenstein’ın 1929’daki “Eski ve Yeni” filmine Dovçenko’nun cevabı olan Zemlya, gürüldeyen toprakla gökyüzünün, yerle gök arasında durmaya çalışan insanların lirik bir sureti. Sovyet sinemasının mihenk taşlarından birisidir.

Ekin Üzeltüzenci yaklaşık 20 senedir aktif olarak sürdürdüğü müzik hayatına çeşitli gruplarda klavye çalarak ve şarkı söyleyerek başladı. 2007 senesinden beri sürdürdüğü ve Ekin Fil mahlası altında yaptığı albümlerini Amerika ve İngiltere'deki bağımsız plak şirketlerinden plak, kaset ve dijital formatlarda yayınladı. İstanbul dışında Almanya, Polonya, Belçika ve Hollanda'nın çeşitli şehirlerinde konserler veren Ekin, müziğinde gitar gibi akustik öğelerle dijital elektronikleri minimal ve hissi bir bağlamda bir araya getiriyor. Kişisel albüm ve kayıtları dışında Ekin, bir süredir kısa ve uzun metrajlı filmler için müzikler besteliyor.


Ménilmontant
Yön. Dimitri Kirsanoff
1926 / 38’

Estonya doğumlu Fransız yönetmen Dimitri Kirsanoff’un 1926 yapımı sessiz filmi Ménilmontant, ailesi canice öldürüldükten sonra iki kız kardeşin Paris'in taşrasından varoş semti Ménilmontant’a taşınmalarını, aynı aşka düşmelerini ve birbirlerinden ayrı yollarda büyümelerini konu ediyor. Kirsanoff’un yazdığı, yapımcılığını yaptığı, montajladığı ve görüntü yönetmenlerinden biri olduğu filmde, sessiz filmlerde hikâyeyi veya diyalogları aktarmak aracılığıyla kullanılan ara yazılar yok. Yazı yerini imajların açıklığına bırakıyor: Başrol oyuncusu Nadia Sibirskaia’nın yüzü, paydos eden buketçi kadınlar, çıplak vücut ve taşıtların çift pozlamayla birbirine karıştığı ıslak kaldırımlı Paris sokakları, tek gözlü odalar, ıslak çamura düşen balta. Sinemanın deneylere teşne gençliği Ménilmontant’da gümbür gümbür uğulduyor.

Egemen Kırkağaç, Ege Tülek ve Alper Yıldırım, kişisel çalışmalarının yanı sıra çeşitli görsel ve işitsel projelerde birlikte üretimlerde bulunmuşlardır. Ankaralı üçlü filmi için Ménilmontant akustik elemanların ve elektronik seslerin bir arada kullanılacağı bir performans sahneleyecekler.


Kurutta Ippêji
Yön. Teinosuke Kinugasa
1926 / 78’

Teinosuke Kinugasa’nın sessiz klasiği Kurutta Ippêji, akıl hastanesinde geçen 1926 yapımı gerçeküstücü bir film. Çocuğunu öldürmeye kalkıştıktan sonra akıl hastanesine kapatılan bir kadının ve onun yanında olabilmek için aynı hastanede kapıcı olarak çalışmaya başlayan kocasının hikayesini anlatıyor. Yönetmenin dönemin avangart grubu Shinkankakuha ile iş birliği yaparak gerçekleştirdiği filmin senaryosu, o sıralarda gruptaki genç yazarlardan biri ve daha sonra Japonya’nın ilk Nobel ödülünü alacak olan Yasunari Kawabata tarafından yazıldı. Özgün müziğe sahip olmayan filme gösterildiği dönemde hikayeyi açıklayan ve karakteri seslendiren “benshi” ve yerel bir kabare grubunun müziği eşlik ederdi. 45 yıl boyunca izi kaybedilen film, 1971 yılında yönetmenin evinin bahçesindeki kulübede bulunmuştu.

İngiltere bazlı, güncel olarak ise İstanbul'da çalışmalarına devam eden Sumatran Black kendi tanımıyla "Necro Chill" üzerine yoğunlaşıyor; minimalist atmosferik karanlığın ve lo-fi melankoli nostaljisinin koyu bir karışımı.



Sumatran Black’in Kurutta Ippêji filminin
gösterimi için bestelediği müzikler