İtalyan Buluntu Filmleri
Buluntuda Kaybolmak
Fol Sinema, 09 Mayıs 2015 tarihinde İtalyan buluntu filmlerinden oluşan ‘Buluntuda Kaybolmak’ başlıklı bir gösterim seçkisi gerçekleştirdi.
Gösterime eşlik eden 100 adet kitapçık basıldı. Bu kitapçıkta, seçkideki filmlerin ayrıntılı bilgilerine ve yönetmenlerin görüşlerine yer verildi. Kitapçıktaki metinlerin çevirisi Sevcan Barut tarafından gerçekleştirildi.
Osceno
Yön: Giuseppe Boccassini
2012, 10
Porno, aynı sporda olduğu gibi oyunculuğun mecazi ya da sembolik olmadığı yalnızca edimsel olduğu fiziksel bir yerdir. Pornoda hem senaryo hem de hareket alanı vücudun kendisidir. Oyuncu, psikolojik sezileri olmadan, mekanik bir işlevle oynar. Böylelikle hareket, özne ve vücudun tek bir nesne haline gelmesine izin verir. Carmelo Bene, “müstehcen” kelimesini mantıktan nefret ederek tanımlar. İngilizce’de “müstehcen” kelimesi “ob-scene” olarak yazılır. Ob- ön eki “karşı”, “tam tersine”, “sahnelenmeyen”, “sahne dışı” gibi anlamlara gelir. Müstehcen, ‘sahnede olmayan her şeydir.
’Porno tanımı, egonun yer almadığı bir çeşit gelişmiş seviyedeki sembolik bir yolu temsil ettiği düşüncesini pekiştirir. Bu doğrultuda Carmelo Bene, pornoyu, psikolojik ve duygusal açıdan aktif ve benzersiz bir model olarak göstermektense kendi varoluşsal estetiğini ortaya koyan, var olmayan kişiler tarafından belirlenen bir yer olarak betimler. Bu önermeden yola çıkarak film, Francis Bacon’nın edimsel araştırmasına ve yenilikçi resmine ulaşır: Vücut veya kişi bir bütün ya da organik yapı değildir bir anatomi çalışmasındaki parçalar artık parçalanmış bir fetiş [kübizm] ya da parçalara ayrılmış bir kompozisyona dönüşmüştür.
Filmde özne ve nesne vardır; pornonun manzarası vücut olduğundan filmdeki düşünce, mekanik diyalektikten bağımsız tutulur. Bu, ilk olarak mekanın parçalanmasıyla olur. Bu nedenle de vücut, ardından da benzer bozukluklar birbirinden farklı yapılar şeklinde algılanır. Lime lime olmuş her bir parçanın yapısı yeni oluşturulmuş olan parçalı yapıya yabancıdır ve müstehcenliği fiziksel, gözden uzak, görünmez bir boyuta getirir. Filmdeki gözden uzak hayali boyut, filmin döngüsel yapısıyla ortaya çıkar. The Obscene, bir adamın aklından geçen ve filmin sonunda ortadan kaybolan ekrana bakan bir çift göz, eski bir 35mm’lik siyah beyaz filmin gölgesinde açılır ve kapanır.
Yapı bozumu, porno çeken, çekerken de özellikle bazı anatomik ayrıntılara odaklanan bir MiniDv kamera kullanılarak yapılmıştır. Çekim süresince, Super 8 ve 35mm eski filmler kullanılmış, filmin çerçeveleri, rengin şeffaflığı ve parlaklığı kestirilerek fiziksel olarak kameranın optiğine yerleştirilmiş, görüntüyü büyüten ya da bozan filtreler gibi diğer analog filtreler, karton ve plastik borular, cam kavanozlar, renkli plastikler kullanılmış ve tüm bu teknik, müstehcenliği daha az fark edilebilir kılarak soyutluğa doğru fiziksel bir boyut kazandırmıştır.
Analog ve materyal yöntemi, bulanıklaşmış filmin eski yansımalarıyla biçimleri betimler, parçalar, onların biçimini bozar ve yok eder. Bu da düşük çözünürlüğü olan MiniDV dijital formatının daha da melez bir yapıda olmasına neden olur. Filmden ve analogdan yansıyan, görülmeyene ve bulanıklığa duyulan gerginlik, yüksek çözünürlükle meşgul olan zihinlere nostaljik şakalar yapan estetik bir durumdur.
Lezuo
Yön. Giuseppe Boccassini
2013, 17’
1843'te Dolomite’de Arabba isimli bir şehirde dünyaya gelen ve oymacılıkla uğraşan Andrea Lezuo, Ehon isimli gemiyle “La Merica” [Antik Portekiz dilinde Amerika’ya verilen isimdir. Kuzey Yıldız anlamına gelmektedir.] için şehirden ayrıldı.
Film, heterojen türlerin görsel-işitsel materyalinin antropolojik bir kolajı ile bir çeşit başlama noktası olan deneyimin izini sürerek yolculuğun fiziki şartlarını ortaya koyar.
Günümüz dünyasına kıyasla; o dönemin hayal gücü, fotoğrafçılık tarafından temsil edilen, sadece diğer sanat dallarına verdiği zarara indirgenmiş yönelimiyle yüceltilen, mekanik üretim yöntemlerinin gücüne daha az bağlıydı. Öncülerine rağmen sinema, kendi yolunda insanın mükemmel, gerçekçi, mekanik taklidini yani hareketi gerçekleştirmek için son adımı atamamıştı. Bir anlamda film, gerçeğin ve hayal gücünün bilinen, tanınmayan, biçimli ve biçimsiz bir karışımdan yola çıkarak önerilen estetikle; zayıf, belirsiz aynı zamanda da saklı ve gizemli görsel boyutunda dolaşıyor.
Miss Candace Hilligoss’ Flickering Halo
Yön. Fabio Scacchioli
2011, 14’
Başlangıç, 60’lı yılların başında çekilen bir Amerikan kara filmden: içi boşaltılmış, içi dışına çıkmış, işkence edilmiş ve ters döndürülmüş görüntüler, çoklu görüntülerle ve karmaşık hikayelerle, kalıcı bir hasar halinde asılsız ve gelişmekte olan yapılar içinde kendini düzenler. Amaç, kapalı olan bir sistemi görsel-işitsel iç patlamaları azaltarak infilak etmesine teşvik etmektir. Gerçekten izlerken ne gördüğünüzü unutun, titreyen, optik görüntüyü özümseyin. Sebepsiz bir çığlık.
İnsan gözü, ışığı yayan ve yansıtan objelere karşı hassas bir perde olan retina üzerindeki ışığa duyarlı hücreler vasıtasıyla görebilir. Işık, zaman ve evrende belirli bir hız ile yol alır. Örneğin, gözümüzün gün ışığını alması 8 dakika sürer fakat bu başka yıldızlarda birkaç ışık yılını bulabilmektedir. Ayrıca Dünya üzerinde bir objeden veya kişiden yayılan, yansıyan ışığın, kısa ve ölçülemeyecek kadar küçük olsa da, ne kadar zaman kattetiği kesindir. Biz ve gerçek görüntümüz arasında [kısa, sonsuz] bir mesafe vardır. Vücudun farklı bölümlerinden elektriksel tepkiler aracılığıyla beyine iletilen sinyallerin gönderilmesi için gerekli olan bu süre tıpkı düşünce ve eylemin, düşünce ve dilin arasındaki zaman aralığına benzer. Miss Candace Hilligoss' Flickering Halo filmi, sözcüklerin arasındaki eş zamanlı olarak ayrılan ve birleşen sessizlik süresi, resimler ve karartı arasındaki süre ilgilidir. Film, Heisenberg'in belirsizlik ilkesine ve retinal direnç olgusunun dışavurumcu şekilde kullanılmasıyla elde edilmiş diyalektik zıtlıklara karşıdır.
No More Lonely Nights
Yön. Fabio Scacchioli & Vincenzo Core
2013, 21’
Bu film, kurgusal film biçimlerinin arasındaki bir kazı çalışması deneyimidir. Sinemanın sembolü, melodramanın parlak yüzeyinin sakladığı hayatın, kendi huzursuzluğunun bir taklididir. Kaybolmuş aşığının ardından ağlayan kadın klişesinden başlayan yolculuk, kurgu sinemasının geri plan ışınımını arayarak devam ediyor. İzleyen kişi, çok sayıda görüntüde, seste ve atomaltı labirentlerin ve moleküler manzaraların patlama eşiğindeki kristal dünyalarda sonsuza dek, belirsiz biçimde kendini kaybediyor.
Bu noktanın ötesinde, hikayeyi ve biçimleri gölgede bırakan görüntü, temsili olmak için durur titreşir, gerilim alanlarını doldurur, görüntünün ardındaki görülmeyen fısıltıları, titreşimleri açığa çıkarır.
Sinema, görülmeyenin dili olduğu kadar, mantığın ve sebebin ötesindeki fısıltının, gözeneklerle solunum yapmanın, görüntünün kırışmasının da simülasyonudur.
Hector Berlioz’un Symphonie Fantastique eserindeki Un Bal’ın ikinci bölümündeki motifler hariç tüm müzik parçaları orijinal filmlerden alınmıştır. Gerçekte var olan, enstrümantal ve vokal sesler ayrıca müzik materyalinin parçasıdır.
Objets Oubliés
Yön. Fabio Scacchioli
2009, 16’
Bu film, sokakta bulunan dört makara filmin bulunmasıyla doğmuştur.
Buluntu Filmler:
1. Yerde oturan fotoğraf makinalı bir turist.
2. Uzaklaşan küçük bir sandal.
3. Merdivenden inen bir çift.
4. Bilinmeyen eski bir western filmden ateş edilen silah.
Filmin kahramanı, görüntüsü olmadan sadece sesiyle imajlar arasındaki organik kimliği aramaktadır. Ses, dört buluntu film arasında bir bağlantı aramaktadır zira bu oldukça zor ve belki de faydasızdır.
Kaynak Materyali: 4 buluntu film makarası; amatör filmler, telif hakkı olmayan belgesel görüntüleri (savaş filmleri, doğal-bilimsel film ve Berlin Duvarı’nın inşasından sonraki gün ile ilgili bir film), orijinal çekim.
Biyografiler
Fabio Scacchioli, 1979 yılında Teramo'da dünyaya geldi. Öğrenimini Peragui ve Madrid'te deneysel sinemada göstergebilim üzerine yazdığı tez ile tamamladı. 2006 yılında Gianfranco Baruchello ile tanıştı ve onun vakfında sanatsal denemeler üzerine yapılan toplantılara, sergilere, seminerlere katıldı. Baruchello'nun son filminde [Another day, another day, another day] beraber çalıştı. Araştıması hafıza, algılama ve düşünce arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Sanatçı, film, video ve enstalasyonlarla çalışmaktadır.
Vincenzo Core, 1982 yılında Giulianova'da doğdu. “L. Refice” Frosinone Konservatuarı'nda Alessandro Cipriani ile birlikte elekronik müzik okudu. 2008 yılından beri video, dans, enstalasyonlar ve performanslar hazırlıyor. Araştırması, anlamın izini süren, benliğin temelini ve karmaşıklığını anlatan değişik bileşimsel materyaller arasındaki ilişkileri merkez alır. 2009'dan bu yana beraber çalışan ikilinin işleri, Venedik Uluslararası Film Festivali, Torino Film Festivali, BFI London Film Festivali, Chicago Underground Film Festivali, Stuttgarter Filmwinter, Curtas Vila do Conde [Portekiz] ve dünya çapında başka birçok festivalde yer aldı.
Giuseppe Boccassini, Bologna Üniversitesi'nde film teorisi okudu. Yönetmen Elio Petri hakkında yazdığı tez ile mezun oldu. Film yönetmenliğini [The New University] Cinecittà’da ve Ciudad de la Luz’da okudu. Bir süre yönetmen olarak çalıştıktan sonra Madrid'te film ve televizyon sektöründe görüntü yönetmenliği ve editörlük yaptı. Puglia’da, [İtalya] eğitsel bir film projesi yürüten Gruppo Farfa'nın kurucu ortaklığını yaptı. Deneysel filmleri; Eidola, Obscene ve Lezuo ile birçok uluslararası film festivallerde yer aldı. Sanatçı şimdilerde Berlin'de yaşamakta ve çalışmaktadır.